Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na iletilen şikayetlerde; ilgili kişiler telefon numaralarını paylaşmadıkları halde araştırma şirketlerince istatistiksel araştırma için arandıklarını, telefon numaralarının nasıl elde edildiğine ilişkin taraflarına aydınlatma yapılmadığını, veri sorumlusuna yaptıkları başvuruda ise telefon numaralarının rastgele ve otomatik olarak sistem/yazılım vasıtası ile üretildiğinin ve aramalar için kullanılan yöntemin “rastgele numara çevirme ile yapılan telefon mülakatı” yöntemi olarak bilinen ve dünya çapında uygulanan bir istatistik metodolojisi olduğunun belirtildiğini, telefon numaralarının işlenmesi için kendilerinden açık rıza alınmadığı ve 6698 sayılı Kanun’un 5’inci maddesindeki diğer işleme şartlarından herhangi birine de dayanılmadığını belirterek gereğinin yapılmasını talep etmişlerdir.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca yapılan incelemeler akabinde, aşağıda belirtilen tespitler hususunda kamuoyunun bilgilendirilmesine karar verilmiştir;

Kanun’un 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, “Kişisel verilerin resmi istatistik ile anonim hâle getirilmek suretiyle araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlarla işlenmesi” halinde 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı, 31.12.2016 Tarihli ve 29935 (2. Mükerrer) Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Resmi İstatistik Programı’nın “Resmi İstatistik İlkeleri” başlığında ise, Program kapsamındaki kurum ve kuruluşların resmi istatistik üretiminde ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamak amacıyla alan uygulaması ve araştırma aşamalarını özel sektör yüklenici firmalarına yaptırabileceği ve özel sektör yüklenici firmalarının Resmi İstatistik Prensiplerine ve gizlilik hükümlerine uymakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.

 

Kişisel verinin, sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgileri de kapsadığı, bir kişinin belirli veya belirlenebilir olmasının, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade ettiği, kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerin kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.

 

Somut olay bakımından veri sorumlularınca Resmi İstatistik Programı kapsamında bir istatistiki araştırma yapıldığı yönünde somut bir bilgi veya belge sunulmadığından işlemenin “resmi istatistik amacıyla kişisel veri işlenmesi” kapsamında 6698 sayılı Kanun hükümlerinden istisna sayılamayacağı, yapılan aramalarda anket yapılması için ilgili kişinin açık rızasının istendiği ve ilgili kişi açık rıza vermezse görüşmenin sona erdirildiği, bir daha aranmama talepleri bağlamında söz konusu numaranın aranmayacaklar listesine kaydedildiği, açık rıza verilmeyen durumlarda yapılan telefon görüşmesinin ses kaydının işlendiği, ilgili kişinin aranma tarihi, zamanı, arayan numara ve aranan numara şeklindeki trafik logunun, aranmayacaklar listesine kaydedilmek üzere telefon numarasının işlendiği ve söz konusu verilerin takma adlandırma yöntemiyle  2 yıl süreyle muhafaza edildiği tespit edilmiş olup takma ad kullanımıyla işlenen kişisel veriler anonim hâle getirilmediği için kişisel veri niteliğini koruduğu göz önünde bulundurulduğunda söz konusu işlemelerin “anonim hâle getirilmek suretiyle araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlarla kişisel veri işlenmesi” istisnası kapsamında da olamayacağı belirtilmiştir.

 

Telefon numaralarının kamuoyu araştırmalarında kullanılan “rastgele numara çevirme ile yapılan telefon mülakatı” yöntemi kapsamında türetildiği ve bir yerden elde edilmediği, türetilen numaranın görüşmeyi yapan personel tarafından görülmediği, ilgili kişinin telefon numarasının aranması suretiyle kişisel veri işleme faaliyetine başlandığı, araştırma için gerekli ve sınırlı olduğu ölçüde ilgili kişilerin aranma tarihi ve süresi, arayan numara ve aranan numara şeklindeki trafik logunun, ilgili kişilerin bir daha aranmama talepleri bağlamında aranmayacaklar listesine telefon numaralarının işlenmesi ile görüşmenin ses kaydının alınması suretiyle yapılan kişisel veri işleme faaliyetlerinin araştırmanın kalite kontrol kapsamında denetlenmesi, araştırmacının yükümlülüklerini yerine getirmesi ve hukuki uyuşmazlık halinde yükümlülüklerin yerine getirildiğini ispat etmesi amaçlarıyla Kanun’un 5’inci maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” kapsamında hukuka uygun kabul edilebileceği üzerinde durulmuştur.

 

Sonuç olarak ise; veri sorumlularının 6698 sayılı Kanun’un 12’nci maddesi gereğince kişisel veri işleme süreçlerinde Kanun’a uyumun sağlanması ve verilerin korunması için uygun teknik ve idari tedbirleri alması gerektiği, ilgili kişilerle temas kurulduğu ilk anda asgari olarak aramanın kim tarafından yapıldığı, ilgili kişilerin hangi kişisel verilerinin işlendiği (görüşme kayıt altına alınıyorsa en başta bu husus belirtilerek telefon numarası, arama trafik logu gibi işlenmekte olan tüm kişisel veriler hakkında bilgi verilmesi), ilgili kişilerin telefon numarasının rastgele numara çevirme yöntemi ile üretildiği ve işlemenin amacı hususlarında aydınlatma yapılması gerektiği, aydınlatmada yer alan diğer hususlara ulaşabilecek kanalın belirtilmesi suretiyle katmanlı aydınlatma yapılabileceği, aydınlatma yapılmasını müteakiben ilgili kişilerin açık rıza vermesi halinde telefon görüşmesine devam edilerek kişisel verilerin işlenebileceği vurgulanmıştır.

 

Detaylı bilgi için https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/7989/-Arastirma-Sirketlerinin-Istatistiksel-Arastirma-Yapmak-Amaciyla-Rastgele-Numara-Cevirme-ile-Telefon-Mulakati-Yontemi-Kullanarak-Gerceklestirdikleri-Kisisel-Veri-Isleme-Faaliyetleri-Hakkinda-Kamuoyu-Duyurusu linkini ziyaret edebilirsiniz.